Yanlış yoktur, her şey doğrudur.
Birey, başlı başına düşüncelerin önemli olduğunu kendine kabul ettirmiş fakat kolektif akılın varlığında bireysel düşünceler, genelin oluşturabildiklerinde önemsizlerdir. İnsanlar, zamanla çoğaldıklarında bireyler daha da önemsizleşmiş, toplamda daha küçük payda oluşturmuşlardır. Bu da insanları, düşüncelerinin daha önemli olduğunu vurgulamak mecburiyetinde oldukları bir varlığa itmiştir. Oysa farkında olmadıkları, geçen her gün, doğan her insan kendilerini daha da önemsiz kılmaktadır. Çünkü yaşayış en başından bu yana kolektif akılla var olabilmiş, devam edebilmiş ve eğer bir gün sonu gelecekse bunu da kolektif akıl yoluyla yapacaktır.
Dinler, inanışlar, siyaset, hepsi tek bir akılın ürünüdür, herkesin düşüncelerinden oluşan tek bir akıl. Farklı düşünebilenler, günlerini mücadele ile geçirse de, mücadele etmelerinin sebebi, genele uymayan yapıda olmalıdır. Bu değiştirilemez. Mücadele her zaman mutsuzluktur, çünkü mücadele edilebilecek her fikir genelin aksine yönelmiş durumdadır. Genelin arasında bulunan uyumsuz kimse tarafından umursanmaz fakat o uyumsuz tüm geneli umursamak mecburiyetindedir.
Düşük oranlar, eser miktarda olarak da adlandırılanlar, zamanla fazlalaştıklarında, mücadele yerine şiddete bırakır. Çünkü bu sefer tehdit oluşturmaya, bulunduğun hayatla aynı düşünceyi paylaşma rahatlığını alma ihtimaliyle korkutmaya başlamıştır. Varlık, etrafına uyum sağlayabildiği sürece pürüzsüzdür. Etrafına uyum sağlayamayanlar, bunun sıkıntısı, yüzeyine yansıtmasalar bile, yaşamakla mecburlardır. Bireysel kişiler, birçok sebepten dolayı bu sıkıntılarını etrafa yansıtabilirler, bu kendilerine zarar vermekten daha kolaydır ve atlatılabilirdir. Kendilerine verdikleri zarar da kalıcı olmamasına rağmen, derin yaralara sebebiyet verebilecektir. Başkalarına verilen zararın kendilerinde derin yaralar oluşturma ihtimali bulunmayacaktır, çünkü evren bir çarpışmadan, bir mücadeleden ibarettir ve kendin haricinde etrafına yapılan her hareket doğanın varoluşunda sebeplenebilecektir. Kolektif akıl tektir, başka “bir” varoluşa karşı mücadele etmediğinden tek mutluluktur ve bu sebeple her zaman doğrudur. Toplamına uyamayanlar her ne kadar mutsuz olsa ve kabullenmese de, var olan her düşünce doğrudur, çünkü bireyseldir ve toplamın karşısında var olamayacaktır.
Var olan her düşüncenin doğru olduğu alanda, yapılan her aksiyon da doğrudur. Toplama katkısı bulunmaktadır ve bu yolla “tek” düşünceye, sonuç olarak da genel varoluşa katkı sağlamaktadır. Böyle bir ortamda yanlışın varlığından bahsedilemez. Yanlış yoktur, her şey doğrudur.