Bukowski annemle yatmamıştır umarım.

07.06.2020, 23:34

İkinci dünya savaşı hiç yaşanmamış olsa, Picasso çizebilir miydi o tabloları acaba? Kafka, ben öldükten sonra tüm yazdıklarımı yakın diyebilecek kadar “farklı” bir insan olduğu için mi boğabiliyor bu kadar bizi? Zweig intihar edebilecek kadar yoğun nefretinden dolayı mı ağlatabildi beni Sabırsız Yürek kitabında. Bukowski annem hariç herkesle yattığı için mi bu kadar rahatlayabiliyorum onu okurken.

Yazdıklarımın hepsi kötü belki ama bir acıyla boğuşurken biraz da olsa okunabilecek bir şeyler yazıyor muyum acaba? Anlattıklarımız yaşayabildiklerimiz kadar mı? Savaş, açlık, fakirlik, aşk… Bunların kötülükleri sayesinde mi biz iyi şeylere sahip olabiliyoruz? Kimsenin, bir diğerini üzmediği bir zamanda, bir anda hiç şiir yazılmayacak mı acaba?

Bir zaman, gün gelir de aşık olamazsam bir daha, sayfalar boş mu kalacak hep? Aşık olamasam bile, denizler kurumayacak nasıl olsa, bir yerlerde hep yeşil vadiler olacak nasıl olsa. Bunlar da gitse bile, illa ki orospu çocukları hep var olacak bu dünyada. 

Keşke herkes sadece aşık olduğu için çekse tüm filmleri, doldursa tüm sayfalarını. Savaşın biteceğini düşündüğü için çizdiler o tabloları. Ya da aşık olduğu kadına kavuşacağını bilerek yazdılar bir şeyler.

Bence kötülük değil bu yaratıcılığın sebebi.

Kötülük bitince değil, umut bitince kaybolacak tüm güzel şeyler. 



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir