KADER ARAŞTIRMASI, İNSANLIK İÇİN

23.02.2020, 23:29

Düğmeye basmadan önce duraksadı. Her seferinde yaşıyordu bunu. Sonuçta 30 yıl yaşayacaktı bu hayatı. 8. yılıydı bu görevde ve bunu daha önce 6 defa yapmış yapmıştı. Bir seferde, basmasına rağmen hiçbir şey olmamıştı. Sorgulamamıştı bile, belki de bundan dolayı bu göreve seçilen herkes askerdi.

Yılda sadece bir gün çalışıyor olması hoşuna gidiyordu. Geri kalan 364 günü rapor yazmakla ve psikolojik testlerle geçiriyordu. Her ne kadar verdikleri ilaçların, görev sırasında oluşacak anıları sileceklerini söyleseler de, 3. görevde 30 yılını geçirdiği Japon aileyle alakalı sahneleri hatırlayabiliyordu bazen.

O kadar zaman geçmesine rağmen, ülke faktörünü test etmesinin daha avantajlı mı, yoksa daha talihsiz bir durum mu olduğuna karar verememişti. Bazen diğer 7 albayın yazdıkları raporları okurdu ve eğer maddi durumu ya da genetik zekayı test etsem ne gibi durumlarla karşılaşırım diye düşünürdü.

Görevi ilk icra ettiği zamanı düşündü. Onlarca insan etrafında toplanmıştı ve bir şeyler görmeyi ümit ediyordu. Sonraki zamanlarda insanlar fark ettiler ki, yaşayan haricinde hiçbir insan için bir şey yoktu aslında. Kafasını kaldırdı ve camlı bölmenin arkasında, monitörlerine bakan teknik ekibi görebildi sadece. Albay ile ilgilenmiyorlardı bile, sadece her şeyin çalıştığından emin olmak istiyorlardı.

Düğmeye ne zaman bastığının bir önemi olmadığı için, kahvaltısını bitirmek istedi ama elini simidine uzattığında gayriihtiyari elini hemen geri çekti. Alışamamıştı hala. Enerjilerin kablolarla sadece aktarılabildiği, yiyeceklerin sıcaklığını koruyamadıkları bir çocukluk geçirmişti ne de olsa.

Kocaman, beyaz bir odada, sadece bir masa, üstünde de simit, çay ve yeşil bir düğmenin olması komikti aslında. Her seferinde farklı bir şey görmeyi düşünüyordu. Sağına baktı, soluna baktı ve kafasını arkasına çevirdiğinde duvardaki kocaman yazıyı gördü.

KADER ARAŞTIRMASI, İNSANLIK İÇİN.

“İnsanlık için.” diye düşündü.

Hazır hissediyordu kendini. Düğme odaya girdiği andan itibaren yeşil yanıyordu zaten. Tüm ülkeleri deneyecek kadar ömrü olmayacaktı ama en azından bunu da hallederse geriye 199 tane kalıyor diye kandırdı kendini. 

Düğmeye bastı…

İsviçre’de bir çocuk doğdu.

Büyüdü, ailesi tarafından çok sevildi, aşık oldu, aldatıldı. Yaşasaydı, iyi bir yazar olacaktı.

Ama 30. yaş gününe girdiği gece anlam verilmeyecek bir şekilde kalbi durdu,

Albay elini düğmeden çekti, kafasını kaldırdı,

Teknik ekip dönüp ona bakmamıştı bile…



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir