Corona yoktu ortada, çekirgeler toplanıp isyan etmemişti, ben yine mutsuzdum.

4 Eylül 2019 : 23,45

İlk tuttuğum günlüğün başına, “yazmak, intiharı ötelemektir.” diye yazmıştım. Sanırım, daha haklı bir şey duymadım hayatımda. Hayat, belli bir ivmeyle bir noktaya geldikten sonra durabiliyor. Yapılacak hiçbir şey yok, düşünmekten kendimi tüketmek üzereyim.

Kısaca bir toparlayalım. Son 1 yılda, Kayseri’ye gelmek zorunda kaldım, yuvamı kaybettim, tüm birikimimi kaybettim, gelirimi tamamen kaybettim, babamla aynı odada 10 dakikadan fazla duramayacak hale geldim, vücudum tüm direncimi kaybetti 2 adımda nefes alamaz hale geliyorum, sabahları kalkamıyorum, akşamları uyuyamıyorum, beynim durmuş gibi hiçbir ismi bile hatırlayamıyorum, çevremi kaybettim, bana saygı duyanları kaybettim, iki kere kaza geçirdim, sonrasında bozuldu araba ve sanayiden alamıyorum. Telefonumu düşürdüm, kırdım, yenisini alamıyorum, bilgisayarım bozuldu yaptıramıyorum. Kitaplığımdan ödünç verdiğim hiçbir kitap geri gelmedi. Etrafımdaki insanlara borçlarımı geri ödeme imkanım yok. Forex’te kazandığım tüm parayı batırdım ve bu sefer tamam dediğimde yine olmadığını öğreniyorum. Halamın oğlu benim evlendiğim düğün salonunda evlendi ve gitmek zorunda kalıp her şeyi yeniden hatırladım.

İki kişi girdi hayatıma ve konuşmaya bile tahammül edemedim. Eski sevgilimin yanına gidip hiçbir şey yokmuş gibi seviştim. Ama aynı zamanda 3 aydır evden bile çıkmıyorum.

Hiçbir şey yapmak istemiyorum, hiç kimseyi görmek istemiyorum.

Sicilim inanılmaz derecede bozuk ve her şey hala benim üstümde. Düzenli bir işe giremiyorum bu sebepten dolayı, girsem bile 1 ay sonra maaşıma haciz geliyor.

Artık kiramı ve faturalarımı ödeyemiyorum. Ekmek, salam ve peynir harici hiçbir şey yiyebilecek imkanım yok.

Zaman ilerledikçe hiçbir şeye odaklanamıyorum, film izlerken sıkılıyorum, oyun oynarken sıkılıyorum. Bir tek Bukowski’yi okuyabildim bu aralar.

İlişkim olsun istiyorum, hayatımda ilerlemek istiyorum ama şu an hiçbir şekilde bir şey yapamıyorum.

Babam sürekli yanlış yapıyor, her işinde zarar ediyor ama müdahale edemiyorum. Annem sürekli evden şikayetçi ve hiçbir şey konuşamıyorum.

Her seferinde işte bu sefer düzelmeye başlayacak diyorum ve daha kötüye gidiyor.

İnancım yok, kimseye dua edip sığınamıyorum.

Kimseye bir şey anlatamıyorum, insanlar dinlemekten sıkıldı artık. Yıllardır babam bana bu sefer ayağa kalkacağız diyor ve ben her seferinde inanıyorum.

Hayatım yanlış ve aptallıklarla dolu. Ama ben hepsini sonradan fark ediyorum.

Kendimi öldüremiyorum, çünkü annem çok üzülür.

Sanki herkes bir yolunu bulmuş, bir şekilde idare ediyorlar ama ben bitiğim gibi hissediyorum.

Yine de her gün çabalıyorum, her gün bir çözüm arıyorum. Bundan daha kötüsü ölüm diye düşünebilirsiniz ama ölüm kesin, değiştirilemez. Bu yaşadıklarımı kontrol edebilmem gerekiyordu.

Belki de hastayım, tedavi olmam lazım. Ama cebimde, bırak cebimde kısmını, evimde, bankada, kartlarda sadece 7 lira para var.

Aslında mantıken her şey kısa sürede bu duruma gelmiş ise, kısa bir sürede de düzelebilir.

Gerçekçi olalım, ağlamıyorum, sızlanmıyorum. Her şey ortada.

Yıllardır böyleydi, sadece artık çözümsüz bir hal aldı. Öncesinde bir yolunu buluyordum, bir sabah uyanıp bir karar alıyordum ve her şeyi değiştiriyordum.

Artık onu da yapamıyorum.

Sadece izlemekle, okumakla, çizmekle, yazmakla bir yere varamıyor hayat. Sürecin içinde dengelemek gerekiyor bazı şeyleri. Teraziyi hiçbir şekilde oynatamıyorum bile artık.

Şimdi asıl konuya gelebiliriz. Bunları niye yazdım biliyor musun? Her şey geçtiğinde, her şeyi yoluna koyduğumda dönüp okuyabilmek için.

Pes ettiğimi, bıktığımı düşünebilirsin.

Çok beklersin.

Nefes aldığım her an başıma güzel bir şey gelebilir.

Yarın sabah uyanmak için sebebim yok gibi düşünebilirsin.

Ama yarın başıma gerçekten güzel bir şey gelebilir.

Olmadı, bir sonraki gün kesin gelecek…

Belki de gerçekten hastayım.

Boş ver, her şey düzelsin. Tekrar okurum bunu. O zaman karar veririz ne olduğuma.



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir