Üçgenin iç acıları.
31 Mayıs 2015 – Gece 75
Bu kadar günün tam olarak nasıl geçtiğini hiç anlamadım. Buna rağmen önümdeki yüz gün beni hala korkutuyor. Çıktığımda tam olarak nasıl biri olacağımı kestiremiyorum. Aynı şekilde bu yazdıklarımı okuduğumda ne hissedeceğimi de.
Gece koğuşculuğu olarak verdikleri görevin son gecesi bugün. Bir de bugünlerde gelecekle alakalı kuruyorum sadece hayallerimi ve kendimi hatırladığım kadarıyla ilk defa içerisinde kimseyi barındırmadan yapıyorum bunu.
Neden askerlik hakkında hiç yazmıyorum ki? İleride hatırlamamak için mi? Gözümde daha da büyümemesi için mi? Zaten ben, herhangi bir ortamda en saf halimle ben olduğum için yazıyorum buraya. Tek hatırlamam gereken, her gün, kendimi bir önceki günden, daha özüne ulaşmış bir insan olarak var etmeye çalışıyorum. Burası geçici, kısa. Çok hem de. Ama durup düşünmek, anlamak ve yeniden planlamak için iyi bir anlamda. Kötü yanları çok ama önemli olan bakış açısı.
Son üç yılımı kadınlarla düşe kalka geçirdim, bu mola ise bunları düşünmek için iyi bir fırsat oldu. Asla anlayamayacağımı düşündüğüm şeyleri sadece gözlem yaparak -hem kendimi, hem başka insanların hikayelerini- anladım. Bir kadının gözlerine sadece güzel olduğu için saatlerce bakamazsın, aşk kadar derin bir şeylere sahip olmak gerekiyor. — — — — —. Bu benim durumumu — daha da zorlaştırıyor tabi —.
Son olarak, zaman kavramına ve kendime. Şu ankinden daha çok hakim olmam gerekiyor. Sonuçta, ben de, doğru görünen bir eğriyim.