Kendince acımayı bırakmadan önce.

31 Mart 2015 – Gece 14
(Saat 02:45, Gece 02-03 Koğuşlar Nöbeti)

Büyütüyor muyum kendimi kendime? Gerçekleri mi görmek istemiyor insan acaba? Ya da kabullenemiyor kendince. Her şey ortada, tüm gerçeklik aslında tam karşımda belki de. Her şey ortada olması lazım demek istiyorum aslında. Çünkü ben göremiyorum. Askerde hiç mum yok, ışığı yok. Müzik yok, söyleyeni, hissedeni çok ama kendisi yok ortada işte. Özledim, bir çok şeyi, müzikleri, duyguları özledim.

Mevlüt ile Rahiya’ya bile razıydım, gerçi kitabın daha sonra sayfalarını okumadım, bilmiyorum daha ne olacak.

Bir gün gelecek, hepsi bitecek. Öyleymiş gibi hissettirmiyor ama bir gün kendi evimde, tertemiz bir şekilde kahvemi yudumluyor olacağım.

Bu yazdığım tüm basit cümlelerin sebebi kendime moral vermek, farkındasın değil mi? Kimse yok etrafımda çünkü, bir telefon uzağımda ama bir tanesi bile aradığım, asıl yanımda olan kişi değil.

Eskiden olsa, o yanımda olan, olması gereken kişiyi aramaktan bahsetsem, kesinlikle cümlenin bir yerlerinde meşgul kelimesini yedirirdim. Ama şimdi için diyebileceğim tek şey, numarasını bile bilmiyorum. Konu nasıl da dönüp dolaşıp aynı yere geliyor hep.

Kendi benliğimi tanıdığım günden beri, kimseye bir kötülük yapmadım, asla da yapmayacağım. Belki bir gün, tüm bunların karşılığını bir kadından alırım. — — —



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir